ZİYA OSMAN SABA DİYE BİRİ
14 Subat 2014 21:43:21
Şairdi. Bdehçet Necatigil, onun için: Bana evler şairi diyorlar.Oysa asıl evler şairi Ziya Osman Sabadır. Ondan çok etkilenmiştim çünkü.
Çok ortak noktalar var aralarında: Şiirlerinde hüzün ağır basar. Yalnızlık, mutsuzluk, ölüm, ev-aile vb. gibi. Çocuk yaşta annelerini yitirmişler
***
Karamsarlık içindedir Saba.AHRET
Şiirinde bu halini anlatır örneğin:
Bu garip dünyada ben yadırgadım yerimi...
Yıllardan sonra bir gün görüp çektiklerimi,
Tanrım, bir meleğine emredecek: -Yetişir!
Gözlerimi o saat sessiz kapayacağım.
Necatigil ise bunu daha başka bir duyguyla anlatır:
GECE VE YAS
Bir köşeye büzülüp
Böyle susmazdım ama
Kapılardan süzülüp
Gece doldu odama.
Hasret kaldım sevince
Korku yüzümde yama.
Ve
KABUL GÜNÜ
Biliyorum saadet
Bana dünyada gelmez,
Ölümü bekliyorum.
***
Çocukluğunu anlatır bir şiirinde Saba:
Çocukluğum, çocukluğum...
Gözümde tüten memleket.
Artık bana sonsuz hasret,
Sonsuz keder çocukluğum.
Necatigil şiir merakını anlatırken de şöyle diyor:
Bende şiir merakı çocukluğumdaki
hastalıklarıma, yalnızlıklarıma
bir tepki olarak başladı
***
Nefes almak adlı Kitaba adını veren şiirinde bir başka Saba çıkar karşımıza :
NEFES ALMAK
Nefes almak, içten içe, derin derin,
Taze, ılık, serin,
Duymak havayı bağrında.
Nefes almak, her sabah uyanık.
Ağaran güne penceren açık.
Bir ağaç gölgesinde, bir su kenarında.
Üstünde gökyüzü, ufuklara karşı.
Senin her yer: Caddeler, meydan, çarşı...
Kardeşim, nefes alıyorsun ya!
Necatgilin Kır Şarkısı pastoral bir şiirdir. Farklı bir Necatigil buluruz:
Tam otların sarardığı zamanlar
Yere yüzükoyun uzanıyorum
Toprakta bir telâş, bir telâş
Karıncalar öteden beri dostum.
Ellerime hanım böcekleri konuyor
Ne şeker şey onlar!
Uç böcek, uç böcek diyorum
Uçuyorlar
***
Saba da şu şiir örnek olabiliraralarındaki benzerliklere:
HER GÜNÜN AKŞAMINDA
GURÛPTA UFUK
Her günün akşamında uzak bir dünya gibi,
Derdimizle eğlenen güzel bir rüya gibi,
Ufuklarda açılır bin renkli bir pencere.
Oradan semâların baharları akseder:
Bir cennet bahçesinden saçılır kızıl güller
Sıcak başlarımızın ıslattığı yerlere.
***
Canlanır bir an için ölü ruhumuz bile,
Bakarız ufuklara bir mahkûm azâbıyla,
Gelmeyecek bir günü senelerce bekleriz.
O uzak bahçelerde, belki, ölen gözler var!
Sönmüş ümitlerimiz bu boş hayalle parlar:
Gitsek oraya, deriz, gitsek oraya deriz.
***
Bu yazım 10 yıl önce, Akşam gazetesinin haftalık eki akşam-lıkta yayınlanmıştı :
kitaplarda ölmek
İnsanlar akıyordu cadde boyunca/ Pencereden böyle görünüyordu dışarısı/Hüzünlüydü şairimiz, el etti şairine/ Gel otur derceine/Suskundular,bakıştılar ne var ne yok dergibi.Her şey var hiçbir şey yoktu aslında/ Çevrelerine bakakaldılar
Yaşamıyor muyuz tedirginliğiyle/ Kitaplarda ölmek, yaşamaktır diye düşündüler.Yaşıyorlardı oysa.
Biri, Birinci sigarasını çıkardı paketin içinden/Bir dumanlık çekti içine/ Bugün efkâr basmış seni dedi ötekine/Arada bir sen de böyle olmazmısın? dedi öteki/ Bu dar çağda yaşamak kolay mı sanki?/ İki başına oturmaktaydılar// Nrfes Almak zor zanaattı/Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi gibiydi Evler /Acıdılar Kapalı Çarşıya dönen insanlara/Biri Ziya Osman Saba, öteki Behçet Necatigil /Hiç ölmüş gibi değil/ Eski Toprak şimdi ikisi de
***
Sevgiler
İnsanlar, hepinizi seviyorum!
İçinizde dostlarım, kardeşlerim var.
Ey şehir! Bütün hemşerilerim.
Bayramınız bayramım, kederiniz kederim.
Yoksullar, hastalar, zavallılar,
Sizler için gözlerimdeki pınar.
Ölüler! Özlemez olur muyum dünyanızı,
Aranıza karışmış annem var, babam var.
Günler geçiyor diye bir yandan içim sızlar,
Hayat! Hayat! Seviyorum seni.
Yemyeşil çayırlarda bembeyaz gezen kızlar!
Aranızda sevgilim var.
***
Yedi Meşaleciler, Garipten, İkinci Yeniden sonra dünyaya gelen bir kuşak için, ilkokul şiirleri yazıyor gibi görünse de şiiri bir bütün olarak ele aldığımızda durum değişir. Ziya Osman Saba da sırf Behçet Necatigili, bu yolla da Necatigili izleyen bir şair grubunu etkilemesi bakımından oldukça önemli bir isimdir. O Necatigil, şairin ölümünün ardından şunları yazacaktır:
Ve kader bizi döndürür dolaştırır, Ziya Osmana bırakır; çünkü onda huzur, sükûn, arınma ve Allah vardır. Onda her şey dehşetinden, şiddetinden sıyrılır; korkunçluğunu terk eder, fırtına meltem olur. Zavallılığımızı affeden bir şefkat, arsızlığımızı çocuk gülümsemelerinde bağışlayan bir olgunluk, gafletlerimizi yüzümüze vurmak istemeyen, ama kibar imalarından anlarsak, yine de bahtiyar olacak bir çekingenliktir onda her şey.
Saba için ortak değerlendirmede,yukarıdaki saptama da çok önemlidir.
***
Ziyanın aksine , şöyle diyordu Necatigil: SEVGİLERDE
Sevgileri yarınlara bıraktınızÇekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınızSizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden(Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyiKalbinizi dolduran duygularKalbinizde kaldı.Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
***
İKİSİ DE ŞİİRLERİNDE,KİTAPLARDA YAŞIYORLAR ŞİMDİ
Çigileri kaldırıveri selam/Ocak-Şubata girerse sevinirim
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış